İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası Ve Şartları

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası Ve Şartları

boşanma davası

Türk Medeni Kanunu’nda çekişmeli boşanma davası ve boşanma sebepleri özel olarak düzenlenmiştir. Çekişmeli boşanma sebeplerine dayanılarak açılan dava türleri ise temelde mutlak boşanma sebebi ve nisbi boşanma sebebi olarak ayrıma tabi tutulmuştur. Mutlak boşanma sebeplerine dayanılarak açılan davada, davacının yalnızca boşanma sebebinin varlığını ispatlaması gerekmekteyken, nisbi boşanma sebeplerinde ise sebebin varlığı ile birlikte söz konusu boşanma sebebinin evliliğin devamına engel olduğunun da ispatlanması gerekecektir.

Bu yazımızda, nisbi boşanma sebebi olarak kabul edilen akıl hastalığı nedeniyle boşanma davasının koşulları, akıl hastalığının ne zaman tespit edildiğinin boşanma davasına etkisi, akıl hastalığına dayalı olarak açılan davalarda tarafların maddi talepleri detaylı olarak ele alınacak ve akıl hastalarının bu davayı açıp açamayacağı sorusu cevaplandırılacaktır.

Akıl Hastalığı

Türk Medeni Kanunu, evlenme koşullarını ve evlenme engellerini düzenlemiştir. Evlenme engellerinden biri de akıl hastalığıdır. Bir kimse, akıl hastalığının evlenmesine engel teşkil edecek seviyede olmadığını resmi sağlık kuruluşlarından alınan bir raporla ispat edemedikçe evlenmesi mümkün olmayacaktır. Şayet eşlerden biri evlenmeden evvel akıl hastalığına sahipse ve diğer evlendiği esnada eşinin akıl hastalığı bulunduğunu bilmiyorsa evliliğin iptali yoluna gidebilecektir.

Özel boşanma sebebi olarak düzenlenen akıl hastalığının ise evliliğin başlangıcında var olmayan ve fakat sonradan teşhis edilen hastalık olması gerekecektir. Şizofreni, nörogelişimsel bozukluklar ve bipolar bozukluk akıl hastalıkları olarak kabul edilen hastalıklardır. Akıl hastalığının varlığı tek başına boşanma sebebi olmayıp, söz konusu hastalığın evlilik birliğinin devam etmesine engel teşkil eden nitelikte olması

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasındaki akıl hastalığı ise evlenmenin başlangıcında olmayıp evlilik birliği içerisinde meydana gelen ve evlilik birliğinin devamına engel teşkil eden niteliktedir. Akıl hastalığı sebebiyle boşanma Türk Medeni Kanunu’nda sayılmış olan özel ve nisbi boşanma sebeplerinden biridir.

Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?

Akıl hastalığı nedeniyle boşanma sebebi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 165. Maddesinde düzenlenmiştir.

“Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.”

Hüküm içeriğinde akıl hastalığı nedenine dayanarak boşanmaya hükmedilebilmesinin şartları açıkça belirtilmiştir.

a. Eşlerden Birinin Akıl Hastası Olması ve Hastalığın Sonradan Ortaya Çıkmış Olması Gerekmektedir.

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası görülebilmesi için eşlerden birinin akıl hastalığının bulunması ve bu hastalığın resmi sağlık kuruluşlarından alınan sağlık raporu ile tespit edilmesi gerekmektedir. Akıl hastalığı niteliğinde olmayan ve fakat ağır ve sürekli olan kanser, AİDS gibi hastalıklar boşanma sebebi oluşturmamaktadır. Akıl hastalığının evlilikten önce var olması ve evlilikten sonra da devam ediyor olması ile diğer eşin bu durumdan evlendikten sonra haberdar olması hali evliliğin iptali sebeplerinden olup evliliğin iptali davası da açılabilecektir.

Akıl hastası olan eşin durumunun, evliliğin devamını sağlayacak ve ortak hayatın devamlılığı için yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini yerine getirmesine engel teşkil eden nitelikte olması gerekecektir.

b. Hastalığın İyileşme İhtimalinin Bulunmadığının Resmi Sağlık Kurulu Raporuyla Tespit Edilmesi Gerekmektedir.

Akıl hastalığının boşanma sebebi olarak kabul edilebilmesi için evlilik birliğinin devamına da engel olması aranmaktadır. Evlilik birliğinin devamına engel olan bir akıl hastalığının da süreklilik arz eden, iyileşme ihtimali bulunmayan nitelikte olması gerekecektir. Geçici nitelikteki akıl hastalıkları boşanma sebebi olarak kabul edilmemektedir. Hastalığın süreklilik arz ettiği de yine resmi sağlık raporuyla tespit ve ispat edilmelidir.

c. Hastalık Nedeniyle Ortak Hayatın Çekilmez Hale Gelmesi ve Bunun İspatlanması Gerekmektedir.

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası nisbi boşanma sebeplerindendir. Akıl hastalığının varlığı ve sürekliliği boşanmaya hükmedilebilmesi için yeterli olmayıp, akıl hastalığının diğer eş açısından ortak hayatı çekilmez kılıp kılmadığı da araştırılması gerekecektir. Ortak hayatın çekilmez hale geldiğini iddia eden taraf akıl hastalığının yanında bu hususu da ispat etmekle yükümlüdür. Akıl hastası olan eşin hastalığı nedeniyle, diğer eşin veya varsa müşterek çocuklarının hayatını tehlikeye atacak eylemlerde bulunması veya bu tehlike ihtimalinin varlığı sürekli bir haldeyse ya da akıl hastası eşin sürekli olarak bir sağlık kuruluşunda yatılı tedavisi gerekmekteyse ortak hayatın devamının çekilmez olduğu kabul edilebilecektir. Başkaca durumların varlığı her türlü delille ispat edilebilmektedir.

Akıl Hastalığı ve Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebepli Boşanma Davası

Türk Medeni Hukuku’nda temel ilke taleple bağlılık ilkesidir. Boşanma davasının özel hüküm niteliğinde olan akıl hastalığı sebebine dayanılarak açılması durumunda ortak hayatın çekilmez hale geldiği ispatlansa dahi diğer eşin akıl hastalığının ispatlanamaması veya akıl hastalığının niteliğinin boşanmayı gerektirecek durumda olduğunun ispatlanamaması halinde davanın reddi gerekecek, genel hükümlere göre boşanmaya hükmedilemeyecektir. Bu nedenle boşanmak isteyen tarafın hak kaybı yaşamaması adına davanın terditli olarak açılmasına fayda olacaktır.

Diğer yandan her ne kadar evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine istinaden görülmekte olan bir dava mevcutsa da, dava devam ederken taraflardan birinin akıl hastalığının meydana gelmesi halinde ıslah yolu kullanılarak davaya akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası olarak devam edilebilecektir.

boşanma davası

Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanmada Tazminat ve Nafaka Talepleri

Boşanmanın maddi sonuçlarından olan maddi ve manevi tazminat ile nafaka taleplerine hükmedilirken hakim boşanmada eşlerin kusur durumlarını değerlendirmekte ve boşanmanın maddi külfetlerine daha ağır kusurlu olan eşin katlanması yönünde karar vermektedir. Bu doğrultuda boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olan eşin tazminat ve nafaka taleplerinin reddi gerekecektir.

Türk Medeni Kanunu’nun kişiler hukukunu düzenleyen maddelerinden 15. Maddesine göre; Kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, ayırt etme gücü bulunmayan kimsenin fiilleri hukukî sonuç doğurmaz. Bir kimsenin ayırt etme gücünün bulunmaması, yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olması hallerini ifade etmektedir. Akıl hastası olan eşin ayırt etme gücünün ve dahi fiil ehliyetinin bulunmamasından dolayı kendisine davranışlarından dolayı kusur atfedilemeyecektir. Bu nedenledir ki akıl hastalığına dayanarak açılan boşanma davalarında kusur tespiti yapılamayacak olup tazminata ve nafakaya hükmedilemeyecektir.

Akıl Hastası Olan Eşin Dava Hakkı Var Mıdır?

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası açma hakkı akıl hastası olmayan diğer eşe tanınmış bir haktır. Yukarıda izah ettiğimiz üzere ayırt etme gücü bulunmayan akıl hastası olan eşin fiil ehliyeti bulunmamaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu uyarınca fiil ehliyeti olmayan kisenin dava ehliyeti de bulunmayacaktır. Nitekim özel düzenleme gereği de akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasını ancak diğer eş açabilecektir.

Akıl hastası olmayan eşin dava açması halinde akıl hastası olan eşin kendisini temsil edemeyeceğinin tespiti halinde akıl hastası olan eş için yasal temsilci atanmasına karar verilmesi ve atanan yasal temsilcinin davaya dahil edilmesi gerekecektir.

Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma Davanın Açılmasında Süre

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davasının açılabilmesi için herhangi bir süre öngörülmemiştir. Bu sebeple açılacak davalarda akıl hastalığının süreklilik arz etmesi ve iyileşme ihtimalinin bulunmaması gerekmektedir. Dolayısıyla akıl hastalığını devam ettiği süre boyunca, evliliğin çekilmez hale geldiğini iddia eden eşin her zaman akıl hastalığına dayanarak boşanma davası açma hakkına sahiptir.

Görevli ve Yetkili Mahkeme

Boşanma davası aile hukukuna ilişkin bir düzenleme olup Aile Mahkemeleri görevlidir. Boşanma davasının eşlerden birinin, ki burada akıl hastası olmayan eşin açabileceği bir dava olduğundan akıl hastası olmayan eşin, yerleşim yeri veya davadan önce en son birlikte oturdukları yer Aile Mahkemeleri, Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde özel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkilidir.

Sonuç

Akıl hastalığı sebebiyle boşanma davası nisbi boşanma sebeplerinden olup münhasıran akıl hastası olmayan eş tarafından açılabilen ve akıl hastalığı sebebiyle evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinin de arandığı bir dava türüdür. Akıl hastalığının süreklilik arz etmesi bir diğer deyişle iyileşme ihtimalinin bulunmaması gerekmektedir. Akıl hastalığına sahip eşe kusur atfedilemeyeceğinden maddi ve manevi tazminat ile nafaka talep edilemeyecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir