İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Davası – Şiddetli Geçimsizlik

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Davası – Şiddetli Geçimsizlik

şedditli geçimsizlik, boşanma davası, Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması, Boşanma Sebepleri

Türk Medeni Kanunu çerçevesinde evlilik birliğini sona erdiren hallere yer verilmiş olup boşanma da bunlardan birisidir. Evlilik birliğinde kanun gereği eşlerin birbirlerine karşı bir kısım sorumlulukları olduğu kabul edilmektedir. Bu sorumluluklara aykırılık hallerine dayanan boşanma sebepleri düzenlenmiştir. Özel sebepler ve genel sebepler olarak ayrıma tabi tutulan boşanma sebeplerinden özel düzenlemeleri sağlamayan ve fakat eşler için evlilik birliğinin devamını çekilmez kılan haller genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması, bir diğer deyişle şiddetli geçimsizlik halidir.

Bu yazımızda genel boşanma sebebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının koşulları, hangi hallerin bu kapsamda değerlendirilebileceği, şiddetli geçimsizlik sebebinde kusurlu eşin dava hakkının olup olmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılması halinde eşlerin ispat yükümlülüğü ve genel sebeplerle boşanmanın maddi yansımaları üzerinde durulacaktır.


Boşanma Sebepleri Nelerdir?

Yasada boşanma sebepleri niteliklerine göre ayrı ayrı düzenlenmiş, bir kısım koşullara tabi tutulmuştur. Boşanma sebepleri özel boşanma sebepleri ve genel boşanma sebepleri olacak şekilde düzenlenmiştir.

Özel Boşanma Sebepleri Nedir?

  1. Zina (TMK m. 161): Evlilik birliğinin eşlere yüklemiş olduğu sorumluklardan birisi de sadakat yükümlülüğüdür. Zina eylemini gerçekleştiren eş, diğer eşe karşı sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş kabul edilmektedir. Zina eyleminin var olması, yasada düzenlenen süreler içerisinde boşanmanın talep edilmesi ve davada zinanın ispatlanması halinde mahkemece boşanmaya hükmedilmektedir.
  2. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162): Eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi, diğer eşe kötü davranması veya diğer eşe karşı ağır derecede onur kırıcı davranışlarda bulunması halinde ve bu davranışlara maruz kalan eşin kanunda öngörülen süreler içerisinde boşanmayı talep ve dava etmesi halinde boşanma kararı verilecektir.
  3. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163): Eşlerden birinin kamuoyunda küçük düşürücü olduğu kabul edilen suçlardan birisini işlemesi veya haysiyetsiz olarak nitelendirilebilecek bir hayat sürmesi ve diğer eşin bu sebeplerle evlilik birliğini devam ettiremeyecek olması halinde boşanma kararı verilebilecektir. Bu boşanma sebebine ilişkin yasada herhangi bir süre öngörülmemiştir.
  4. Terk (TMK m. 164): Eşlerin, evlilik birliği içerisinde aynı çatı altında yaşaması beklenmektedir. Eşlerden birinin, evlilik birliğinin getirdiği sorumluluklardan kaçmak ve dahi evlilik birliğini sürdürme gayreti içerisinde olmamak için ortak konutu terk etmesi ve haklı bir sebep olmaksızın geri dönememesi veya diğer eşin ortak konuta gelmesine engel olması hallerinde terk fiilinin gerçekleşmiş olduğu kabul edilir. Ayrılığın en az 6 ay sürmüş olması, terk edilen eşin ihtarına dönüş yapılmaması halinde evlilik birliği boşanma hükmüyle sona erdirilebilmektedir.
  5. Akıl hastalığı (TMK m. 165): Eşlerden birinin evlilik birliği kurulduktan sonra akıl hastalığının meydana gelmesi, akıl hastalığının süreklilik arz etmesi ve evliliğin sürdürülmesinin diğer eş için çekilmez hale gelmesi halinde diğer eşin dava hakkı bulunmaktadır.

Genel Boşanma Sebepleri Nedir?

Yasada düzenlenen özel boşanma sebeplerinin mevcut olmaması ve fakat eşler için evlilik birliğinin devamının çekilmez hale gelmesi durumunda eşlerden birinin talebi üzerine boşanma davası açılabilmektedir. Genel boşanma sebebi evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak nitelendirilmekle beraber halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak da bilinmektedir.

Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Sebebiyle Boşanma Davası Nedir?

Özel sebeplere dayalı boşanma davasının açılamaması ve fakat her türlü hal ve eylemden kaynaklı olarak evliliğin devamının eşler için mümkün olmaması durumunda eşlerden biri evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma davası açabilmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde düzenlenen “Evlilik Birliğinin Sarsılması” başlıklı hükme göre;

“Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”

TMK 166. maddesi hükmünün 3. fıkrasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanan anlaşmalı boşanma davası ve koşulları düzenlenmiştir. Detaylı bilgi için: https://birikkenhukuk.com.tr/aile-hukuku/anlasmali-bosanma-davasi/

Şiddetli Geçimsizlik Sebebiyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için bu kapsamda değerlendirilebilecek hal ve eylemler kanunda belirtilmemiştir. Sebeplerin değerlendirilmesi somut olaya göre hakimin takdir yetkisi kapsamındadır. Taraflarca ileri sürülen eylemlerin varlığının ispatlanmasının yanında başkaca koşullar da öngörülmüştür. İspat noktasında belirtmek gerekir ki, davalı eşin davayı kabulü tek başına yeterli olmayıp davacı eşin ileri sürdüğü kusurlu eylemlerin varlığını mutlaka somut delillerle ispatlaması gerekmektedir.

Öncelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması gerekmektedir. Bu husus boşanmaya sebep olan hal ve eylemlerin evlilik birliği açısından sarsıcı nitelikte olduğunun kabul edilebilir olması anlamını taşımaktadır.

Ayrıca söz konusu eylemlerin eşler için evliliğin devamını çekilmez kılması gerekmektedir. Eşler arasında geçen her türlü tartışma boşanma sebebi olarak kabul edilememekte, eylem ve durumların hakim tarafından eylemin ağırlığı, süreklilik arz edip etmediği, sosyal çevresi bakımından da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bir diğer deyişle bu eylemlerin varlığı yeterli görülmeyip eşlerin ortak hayatı sürdürmesi de kendilerinden beklenemeyecek olmalıdır.

Evliliğin sona ermesi ise ancak mahkemece tesis edilecek boşanma hükmü ile gerçekleşebileceğinden bu hususta eşlerden birinin boşanma davası ikame etmesi gerekmektedir.


Kusurlu Eşin Dava Hakkı Var Mıdır?

Boşanmaya sebep olan olaylar genel anlamda tek taraflı olarak gerçekleşmez. Evlilik birliğini temelinden sarsan eylemlerde her iki eşin de kusurlu eylemleri mevcut olabilmekte ancak genellikle bir eş diğer eşten daha ağır kusurlu olabilmektedir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açısından hüküm gereği kusurlu eş, kusursuz eş ayrımı yapılmamış, eşlerden her birinin bu davayı açabileceği düzenlenmiştir.

Ancak hükmün 2. fıkrasında davanın daha kusurlu eş tarafından açılmış olması halinde, daha az kusurlu veya kusursuz olan eşe itiraz hakkı tanınmıştır. Hükme göre; daha az kusurlu olan eş, ağır kusurlu olan eşin davasına itiraz edebilir. Mahkemece itiraz eden eşin itirazında haklı olduğu kanısına varılırsa boşanma davasının reddedilmesi mümkündür.

Bu noktada itiraz hakkının kötü niyetli olarak kullanılmaması gerekmektedir. İtiraz hakkının kötüye kullanılması neticesinde davalı eş ve müşterek çocuklar açısından korunmaya değer bir yararın bulunmadığına kanaat getirilmesi halinde itiraza rağmen boşanmaya hükmedilebilmektedir. Yine itiraz hakkı bir def’i niteliğinde olup davalı eş tarafından ileri sürülmemesi durumunda mahkemece re’sen gözetilmeyecek ve davanın ispatlanması halinde boşanma hükmü tesis edilebilecektir. Eşlerin boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları da değerlendirilebilmekle birlikte bu halde de boşanma davasının kabulü mümkündür.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun görüşüne göre; kusurlu olan eşin tam kusurlu olması, bir diğer deyişle davalı eşin boşanmaya sebep olan olaylarda kusurlu bir eylem ve durumunun bulunmaması halinde, davanın reddi gerekmektedir. Hükmün gerekçesinde ise; bir kimsenin kendi eylem ve kusuruna dayanarak hak elde edememesi ilkesi öngörülmektedir.


Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılmasına Sebep Olan Haller Nelerdir?

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebepleri yasada açıkça öngörülmemiş olup somut olaya göre hakim tarafından değerlendirilmektedir. İşbu nedenlerle şiddetli geçimsizlik olarak nitelendirilebilecek olan eylem ve haller için Yargıtay içtihatları göz önünde bulundurulmaktadır. Yargıtay içtihatları doğrultusunda boşanmaya sebep olabilecek eylemlere örnek olarak;

  • Fiziksel veya psikolojik şiddet uygulamak,
  • Cinsel ilişkiden kaçınmak veya cinsel iktidarsızlık,
  • Ekonomik şiddet uygulamak,
  • Eşlerin birbirini sevmemesi ve bunları söylemesi,
  • Sadakat yükümlülüğüne aykırı olan ve fakat zinaya delalet etmeyen davranışlar,
  • Eşin ailesinin diğer eşe karşı onur kırıcı davranışlarının bulunması,
  • Zorla ters ilişki kurma, verilebilecektir.

Hâkime takdir yetkisi tanınmayan ve doğrudan evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabul edilebileceği haller de bulunmaktadır. Öncelikle TMK 166/3 hükmü ile düzenlenen anlaşmalı boşanma davası bu hallerden birisidir. Bundan başka, daha önce eşlerden biri tarafından özel boşanma sebeplerine dayalı olarak açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasının bulunması ve bu kararın kesinleşmesinin ardından 3 yıllık süre dolmasına rağmen eşler ortak hayatı yeniden kuramamışlarsa evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kabul edilerek boşanmaya hükmedilecektir.


Şiddetli Geçimsizlik Sebebiyle Boşanma Davasının Boşanmanın Fer’ilerine Etkisi

Nafaka, tazminat talepleri, ziynet eşyaları boşanma davasının fer’ileri niteliğinde olup her türlü sebebe dayanan boşanma davası kapsamında talep edilebilmektedir. Şiddetli geçimsizlik sebebine dayanan çekişmeli boşanma davası kapsamında da talep edilmesi mümkündür.

Nafaka, tazminat gibi taleplerin değerlendirilmesinde, boşanmaya sebep olan olaylarda eşlerin kusur durumu önem arz etmektedir. Nitekim boşanmada daha ağır kusurlu olan eşin nafaka ve tazminat talep etmesi mümkün olmayacak, talep edilmesi halinde ise bu talepler reddedilecektir. Bu minvalde; mahkemece dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmesi, taraflarca ileri sürülen eylem ve hallerin varlığının ispatlanması ve eşlerin kusur durumunun tespiti büyük önem arz etmektedir.


Şiddetli Geçimsizlik Nedeniyle Boşanma Davasında İspat ve Deliller

Taraflarca ileri sürülen ve boşanmaya sebep olan hallerin ve bu eylem ve haller neticesinde ortak hayatın eşler için çekilmez hale geldiğinin ispatlanması gerekmektedir. Davanın ispatlanamaması halinde boşanma talebinin reddedilmesi gündeme gelebilecektir. Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu sarsılmaya sebep olan eylemlerin varlığı her türlü hukuka uygun delil ile ispatlanabilecektir. Uygulamada genellikle; fotoğraf ve video kayıtları, kredi kartı ekstreleri, faturalar, otel kayıtları, mesajlaşma içerikleri ve tanık delili ile ispat yoluna gidilmektedir.  


Görevli ve Yetkili Mahkeme

Boşanma davalarında, sebep fark etmeksizin, görevli mahkeme Aile Mahkemeleri, aile mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise aile mahkemesi sıfatı ile görev yapan Asliye Hukuk Mahkemeleridir.

Yetkili mahkeme ise özel olarak düzenlenmiş olup eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesi veya  en son birlikte ikamet ettikleri yer mahkemesi yetkilidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir