İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Nafaka Davası ve Nafaka Çeşitleri

Nafaka Davası ve Nafaka Çeşitleri

nafaka davası

Nafaka kurumu eşlerin ve müşterek çocukların boşanmanın maddi etkilerinden en az derecede zarar görmesi amacıyla, boşanma sürecinde ve devamında geçimlerini sağlayabilmeleri adına ödenmesine hükmedilen maddi bir değer olarak nitelendirilebilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda 4 ayrı nafaka türü düzenlenmiştir. Nafaka türlerinden bazıları boşanma kararına bağlıyken biri boşanma davasından bağımsız olarak da talep edilebilmektedir.

Bu makalemiz ile nafakanın hukuki niteliğini, nafaka türlerini, nafakanın hangi hallerde ve hangi sürelerde talep edilebileceğini, nafaka talepli davalarda nafaka bedelinin belirlenmesi usulünü inceleyeceğiz.

Nafaka Nedir?

Evlilik sürecinde eşlerin birbirlerine olan maddi desteklerinin boşanmayla beraber etkisini yitirecek olması ve eşlerden birinin veya müşterek çocuğun maddi desteğe muhtaç olacak olması veya bir kimsenin yakınlarından birinin yardımına muhtaç olması hallerinde hükmedilen maddi ödenek genel ismiyle nafaka olarak nitelendirilmektedir. Talep eden kişi ve talep edilen duruma göre nafaka, ayrıma tabi tutulmuştur.

Nafaka Çeşitleri Nelerdir?

Aile hukukundan kaynaklanan maddi destek olan nafaka Kanun’da 4 ayrı çeşit olarak düzenlenmiştir. Nafaka türleri genel anlamıyla boşanmaya bağlı olarak bilinmekteyse de düzenlenen nafaka türlerinden bir tanesi boşanmadan bağımsız olarak talep edilebilmektedir.

1.Boşanma Davasına Bağlı Olmayan Nafaka – Yardım Nafakası

Yardım nafakası, boşanmaya bağlı olmayan ve kişinin eski eşi veya eşi haricindeki kimselerce de talep edilebilen bir nafaka türüdür. Yardım nafakası, kişinin üstsoyu ve altsoyu ile kardeşleri tarafından talep edilebilecek olan ve bu kimselerin yardıma muhtaç olması ve yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşecek olması durumda ödenmesine hükmedilen maddi destektir. Yardım nafakasına hükmedilirken aile içerisinde kanundan doğan bakım borcundan ziyade bir değerlendirme yapılmaktadır. Nafaka bedeli tespit edilirken, nafaka talep edilen kişinin maddi gücü ile talep eden kişinin yardıma muhtaç olup olmadığı değerlendirilecektir.

Yardım nafakasına hükmedilebilmesi için mutlaka bir mahkeme kararı aranacaktır. Nafaka talep eden kişinin geçimi için gerekli ve yeterli miktar değerlendirildikten sonra nafaka yükümlüsü olacak kimsenin maddi gücünün de yeterliliği incelenecektir. Nafaka ödemesi talep edilen kişilerin birden fazla olması mümkündür. Nafaka yükümlülerinin birden fazla olması halinde mahkemece hakkaniyete ve nafaka miktarının yeterliliğine göre bazı yükümlülerin, yükümlülüklerine son verebilecektir.

Dava kişinin üstsoyu (anne, baba, anneanne, dede, babaanne), altsoyu (çocuklar) veya kardeşleri tarafından veya bu kişilere bakmakla yükümlü olan yasal temsilcileri ile resmi kurumlar tarafından açılabilmektedir.

2. Boşanmaya Bağlı Olarak Talep Edilebilen Nafaka Türleri

a.) Tedbir Nafakası

Tedbir nafakası, boşanma davası açıldıktan sonra ve dava kesinleşene dek veya eşler arasında bir dava olmaksızın fiili bir ayrılık söz konusu olduğunda yoksulluğa düşecek olan tarafın, haklı sebeplerinin varlığı ve ispatı halinde hükmedilebilen bir nafaka türüdür. Tedbir nafakasına, tarafların kusur durumlarına göre ve kusur durumuna ilişkin yaklaşık ispat durumunun varlığı halinde eş lehine ve çocuğun menfaatinin gerektirdiği her halde çocuk lehine mahkemece hükmedilmektedir. Geçici nitelikte olan tedbir nafakası boşanma davasının mevcudiyeti halinde kararın kesinleşmesinin ardından sona ermekte, yoksulluk veya iştirak nafakası olarak ödenmesine karar verilmektedir. Nafaka miktarı tespit edilirken eşlerin maddi durumları, barınma ve geçimi için gerekli olan miktar ve çocukların korunması ve bakımının sağlanması için gereken miktar dikkate alınmaktadır. Tedbir nafakasının talep edilmemesi halinde dahi mahkeme tarafından, eşin yoksulluğa düşecek olması veya çocuğun menfaati gereği, tedbiren ve re’sen nafakaya hükmedilebilecektedir. Taraflar arasında boşanma veya ayrılık davasının bulunmaması ve eşlerin fiilen ayrı yaşıyor olmaları halinde, ayrı yaşamanın haklı bir sebebe dayandığını ispat eden taraf yoksulluğa düşmesi halinde tedbir nafakası talep edebilecektir.

b.) Yoksulluk Nafakası

Yoksulluk nafakası, eşlerden biri lehine boşanma davasının kesinleşmesini takiben hükmedilmektedir. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için tarafların talebi aranmakta, talep edilmemesi halinde mahkemece re’sen karar verilememektedir. Nafakaya hükmedilmesi, eşlerden birinin boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olması kesin bir şekilde ispatlanmalıdır. Yoksulluğa düşmekten anlaşılması gereken, boşanmanın ardından eşlerden birinin herhangi bir maddi gelirinin kalmayacak olması veya yeterli maddi gücü elde edemeyecek hale gelmesidir. Yoksulluğun ispatında en önemli delil, mahkemenin talebi üzerine kolluk kuvvetlerince düzenlenen, sosyal ekonomik durum araştırma raporudur. Rapor tanzim edilirken tarafların çalıştıkları işin ne olduğu ve ücretleri, taraflara ait malvarlıkları ve çalışmaları haricinde bir gelirlerinin olup olmadığına bakılmaktadır.

Ayrıca yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, nafaka talep eden tarafın boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurunun diğer eşten daha az olmasına bağlıdır. Ağır kusurlu eşin lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyecektir.

c.) İştirak Nafakası

İştirak nafakası, boşanma davası sonrasında, velayet hakkı kendisinde bulunmayan tarafça ödenmesine hükmedilen ve müşterek çocuğun eğitimi, bakımı ve geçimine katkı sağlanması adına, müşterek çocuk lehine hükmedilen nafaka türüdür. İştirak nafakası, eşlerin kusur durumundan bağımsız ve çocuğun üstün menfaatini önceleyen bir nafaka türüdür. Talep edilmemesi halinde dahi çocuğun yararının gerektirmesi halinde hükmedilebilmektedir. Kural olarak boşanma kararının kesinleşmesinden çocuğun ergin olmasına kadar ödenmesine karar verilmektedir. Her ne kadar velayet hakkı kendisinde bulunan ana veya babanın, çocuk lehine talep hakkı bulunmaktaysa da çocuğun ayırt etme gücünün bulunması halinde çocuk da iştirak nafakası ödenmesini talep edebilecektir.

Boşanma Davasında Nafaka Talebi

1.Anlaşmalı Boşanmada Nafaka

Anlaşmalı boşanmada tarafların anlaşma sağlamasının zorunlu olduğu unsurlardan biri de nafakadır. Tarafların nafaka yükümlüsünü, nafaka alacaklısını, nafaka miktarını, ödenme biçimini ve nafaka arttırım oranını serbestçe belirleme hakkı bulunmaktadır. Herhangi bir talebin bulunmaması halinde dahi talebin bulunmadığı anlaşmalı boşanma protokolüne açıkça yazılmalıdır. Hakim tarafların kusur durumu ile maddi gücüne ilişkin herhangi bir araştırma yapmaksızın, anlaşma iradeleri doğrultusunda nafakaya ilişkin karar verecektir.

2.Çekişmeli Boşanmada Nafaka

Çekişmeli boşanma davası içerisinde tarafların nafaka talebinde bulunması halinde, mahkemece ekonomik durum araştırması yapılacak ve nafaka miktarına ve devamlılığına takdiren hükmedecektir. Boşanma davası neticesinde ise bilhassa yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi, talep eden tarafın boşanmadaki kusur durumu dikkate alınacak, ağır kusurlu olan eşin lehine nafaka ödenmesine hükmedilemeyecektir.

Çekişmeli Boşanmada Nafaka

Nafaka Davasında İspat Yükümlülüğü

Nafaka davası boşanma davasından ayrı olarak ve boşanma kararının kesinleşmesini takiben 1 yıl içerisinde ikame edilebilmektedir. Boşanmadan ayrı olarak nafaka talepli dava açılması halinde ayrı ve güncel bir araştırma yapılması gerekecektir.

Yoksulluk nafakası talepli davalarda, talep eden tarafça öncelikle, boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda diğer eşten daha az kusurlu olduğunu veya kusursuz olduğu gösterir ve kesin nitelikteki mahkeme kararını dosyaya ibraz etmelidir. Boşanma kararında, diğer eşten daha ağır kusurlu bulunan tarafça yoksulluk nafakası talep edilememektedir. Diğer yandan yoksulluk nafakasının talep edilmesi halinde mahkemece, tarafların banka hesap dökümleri, çalışma yaptıkları iş yerlerinden istenecek ücret bordroları, malvarlıkları, sosyal ekonomik durumları incelemeye tabi tutulacaktır. Talep edenin boşanma neticesinde yoksulluğa düştüğünün tespit edilmesi halinde tarafların maddi güçleri nispetinde nafakaya hükmedilecektir.

İştirak nafakası talebiyle açılan davalarda ise öncelik çocuğun üstün yararıdır. Nafakaya hükmedilmesi için dosyaya, çocuğun giderlerini gösterir fişler ve faturalar, tarafların banka hesap dökümleri, taraflar arasında geçen ve çocuğun ihtiyaçlarına yönelik mesajlaşma içerikleri delil olarak sunulabilmektedir. Çocuğun velayet hakkı kendisinde olmayan tarafın çocuğun ihtiyaçlarına katkıda bulunabilecek seviyede bir maddi gelirinin olduğu da ispatlanmalıdır. Bu yönde sosyal ekonomik durum araştırması yapılabilecek, aleyhin nafaka hükmedilmesi istenen tarafın malvarlığı ve ücret bordrolarının incelenmesi talep edilebilecektir.

Nafaka Miktarının Tespiti

Nafaka miktarı, içinde bulunulan ekonomik koşullar, tarafların maddi gelirleri ve maddi ihtiyaçları ve hakkaniyet nispetinde tespit edilmektedir. İştirak nafakası talebi halinde ise çocuğun yaşının ve eğitim durumunun da değerlendirilmesi gerekecektir.

Nafaka Arttırım-Azaltım Davası

Mahkemece nafakaya hükmedilmesinin ardından gerek tarafların maddi durumlarında gerekse de ekonomik koşullarda değişiklikler meydana gelebilmektedir. Nafaka yükümlüsünün maddi gücünün azalması ve nafaka yükümlülüğünü ekonomik olarak yerine getirmesinin zorlaşması halinde nafaka azaltım davası, nafaka alacaklısının ise kendisine ödenen nafaka miktarı ile geçimini sağlamakta zora düşmesi halinde nafaka miktarının arttırılması talepli dava açılabilecektir. Hakim dava tarihi itibariyle tarafların ve ülkenin ekonomik durumları nispetinde karar tesis edecektir. Görevli ve yetkili mahkeme nafaka ödenmesine karar vermiş olan aile mahkemesidir.

Nafaka Yükümlülüğünün Sona Ermesi

Tedbir nafakası, niteliği itibariyle dava sürecinde tedbiren tesis edilen bir nafaka türü olduğundan mahkeme kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erecektir.

Yoksulluk nafakasında herhangi bir süre öngörülmemektedir. Ancak kanunda yer alan düzenlemeler doğrultusunda yoksulluk nafakasının sona ermesine karar verilebilecektir. Yasaya göre nafaka alacaklısı veya borçlusunun ölmesi halinde nafaka kendiliğinden sona ermektedir. Yine nafaka alacaklısının evlenmesi halinde de yoksulluk nafakası kendiliğinden sona ermiş olacaktır. Bunun haricinde şayet nafaka alacaklısı, evlenmeksizin fiilen bir başkası ile birlikte yaşamaya başlamışsa ve nafaka yükümlüsü tarafından bu durum ispatlanabilirse nafakanın kaldırılmasına karar verilebilecektir.

İştirak nafakasında ise kural olarak çocuğun ergin olması ile birlikte nafaka yükümlülüğü sona ermektedir. Ancak çocuğun ergin olmasından sonra eğitimine devam etmesi halinde nafaka borcunun devam ettiği kabul edilmektedir. Velayetin değiştirilmesi halinde de nafaka alacaklısı çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası kendiliğinden sona erecektir. Çocuk, 18 yaşını doldurmamasına rağmen durum ve koşulların gerektirmesi halinde de mahkeme kararı ile ergin kılınabilmektedir. Çocuk mahkeme kararı ile ergin kılındıktan sonra nafaka yükümlülüğü son bulacaktır.

Nafaka Talepli Davalarda Zamanaşımı

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesi;

“Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.” hükmünü ihtiva etmektedir.

Nafaka, boşanmadan doğan maddi haklardan biridir. Hükme göre, eşlerden birinin boşanma davasına nafaka talep etmemesi halinde, boşanma kararının kesinleşmesini takiben nafaka talebinde bulunabilmesi için kararın kesinleşmesinden sonra 1 yıl içerisinde dava açması gerekecektir. Ancak zamanaşımı süresinin dolması doğrudan davanın reddini gerektirmemektedir. Zamanaşımı süreleri kural olarak mahkeme tarafından re’sen dikkate alınmamakta, aleyhine dava açılan kişi tarafından süresi içerisinde zamanaşımı def’inin ileri sürülmesi gerekmektedir.

Nafaka Talepli Davalarda Görevli ve Yetkili Mahkeme

Boşanma davasından ayrı olarak açılan nafaka talepli davalar ile nafakaya ilişkin nafakanın arttırılması, azaltılması ve kaldırılması davalarında görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir.

Nafaka davalarında yetkili mahkemeye ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nda özel bir düzenleme yer almakta olup düzenlemeye göre nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Söz konusu yetki kuralı kesin nitelikte olmayıp genel hükümler çerçevesinde davalının-nafaka borçlusunun yerleşim yeri mahkemelerinin de yetkili olduğu kabul edilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir