İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Kooperatiflerde Genel Kurulun Toplantıya Çağrılması

Kooperatiflerde Genel Kurulun Toplantıya Çağrılması

Konferans salonunda toplanmış kooperatif ortaklarını temsil eden kişiler, genel kurul toplantısında bir araya gelmiş şekilde illüstrasyon.

Kooperatif Kanunu’nun 43. maddesinde; “Yönetim kurulu veya anasözleşme ile bu hususta yetkili kılınan diğer bir organ ve gerektiğinde denetçiler kurulu, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptirler. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde ilgili bakanlık genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir.”

hükmü yer almaktadır.

Anılan düzenleme ile, kooperatifin organlarından yönetim kurulunun, ilgili bakanlıkların, denetim kurulunun, tasfiye memurlarının ve genel kurulun genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahip olduğu açıkça ifade edilmiştir. Genel kurul toplantıları, olağanveya olağanüstüşekilde gerçekleştirilebilir.

Bu yazımızda, kooperatiflerde genel kurul toplantısına çağrının hangi organlar tarafından ve hangi usule göre yapılacağı ayrıntılı olarak açıklanacaktır.


A) Kooperatiflerde Yönetim Kurulunun Genel Kurulu Toplantıya Çağırması

Yönetim kurulu, kooperatifin en önemli karar organı olan genel kurulun hem olağan hem de olağanüstü toplantılarını mevzuata ve ana sözleşme hükümlerine uygun şekilde toplamakla yükümlüdür.

Kooperatif Kanunu uyarınca yönetim kurulu, her hesap döneminin bitiminden itibaren en geç altı ay içinde genel kurulu olağan toplantıya çağırmak zorundadır. Bu toplantının zamanı, gündemi ve yeri yönetim kurulu tarafından belirlenir. Toplantı tarihinden en az on beş gün önce ortaklara ilan yapılmak suretiyle çağrı usulü yerine getirilir. Ana sözleşmede öngörülmüşse, ortaklara ayrıca taahhütlü mektupla da bildirim yapılabilir.

Yönetim kurulu, olağan toplantı dışında, kooperatifin menfaatlerini korumak için gerekli gördüğü hallerde veya acil bir durum ortaya çıktığında genel kurulu olağanüstü toplantıya da çağırabilir. Özellikle kooperatifin mali durumunun bozulması, yönetim faaliyetlerinin aksaması veya acil karar alınmasını gerektiren koşulların doğması hâlinde yönetim kurulunun derhal olağanüstü genel kurul toplantısı düzenlemesi gerekir.

Kooperatif Kanunu’nun 63. maddesi, kooperatifin borçlarını karşılayamayacak durumda bulunduğunu gösteren ciddi sebeplerin ortaya çıkması hâlinde yönetim kuruluna özel bir yükümlülük getirmektedir. Buna göre, yönetim kurulu piyasadaki cari fiyatlar esas alınarak derhal bir ara bilanço düzenlemeli, bilanço sonucunda kooperatifin mevcutlarının borçlarını karşılamadığı tespit edilirse durumu Ticaret Bakanlığına, yapı kooperatiflerinde ayrıca İmar ve İskan Bakanlığına bildirmeli ve genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmalıdır.

Yönetim kurulunun bu çağrıyı yapmaması yalnızca idari bir eksiklik olarak değerlendirilmez; aynı zamanda hukuki ve cezai sorumluluk doğurur. Kanunun 45. maddesi gereği, genel kurulu zamanında toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri dokuz aya kadar hapis ve otuz günden üç yüz güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılabilir.


B) Kooperatiflerde Denetim Kurulunun Toplantıya Çağırması

Kooperatifler Kanunu’nun 43. maddesinde, denetim kurulunun gerektiğinde genel kurulu toplantıya çağırabileceği hükme bağlanmıştır. Buradaki “gerektiğinde” ifadesinden anlaşılması gereken, yönetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırması gereken hallerde bu görevini yerine getirmemesi durumudur. Başka bir deyişle, denetim kurulunun genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi, yönetim kurulunun bu konuda ihmali veya hareketsiz kalması hâlinde kullanılabilecek ikincil ve tamamlayıcı bir yetki niteliğindedir.


C) Ortak Olunan Üst Birliğin Kooperatifi Toplantıya Çağırması

Kooperatifler Kanunu’nda, kooperatiflerin üst kuruluşlara ortak olabileceği düzenlenmiştir. Bu üst kuruluşlar; kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği olarak üç ana yapıdan oluşur. Üst birliklerin temel amacı, kooperatiflerin müşterek menfaatlerini korumak, faaliyetlerini koordine etmek, denetlemek ve kooperatifçilik alanında eğitim, yönlendirme ve temsil görevlerini yerine getirmektir.

Kooperatif Kanunu’nun 70. maddesi uyarınca, bu üst birlikler kooperatiflerin ortak çıkarlarını gözetmek, ekonomik faaliyetlerini güçlendirmek, dış ilişkilerini düzenlemek ve kooperatifçilik bilincini geliştirmek amacıyla kurulur. Üst birliklerin yönetim kurulu üyeleri ve personeli hakkında da kooperatif yönetim kurulu üyelerine ilişkin 62. madde hükümleri uygulanır.

Bir kooperatifin üst birliğe ortak olması, kooperatifin ve ortaklarının yükümlülüklerini artırmaz. Kanunun 71. maddesine göre, birliğe katılan kooperatifin ortaklarına, birliğe girmekle kanunda veya kendi ana sözleşmesinde öngörülenden daha fazla bir yükümlülük yüklenemez.

Yukarıda arz ettiğimiz üzere kooperatif üst birliklerinin amacı kooperatiflerin menfaatleri korumak, faaliyetlerini koordine etmek ve denetlemektir. Bu kapsamda kooperatif üst birlikleri olağan toplantısını yasal süresi içerisinde yapmayan kooperatiflerin genel kurulunu toplantıya da çağırmaya yetkilidir.


D) Tasfiye Memurlarının Kooperatifi Toplantıya Çağırması

Tasfiye halinde bulunan bir kooperatifte genel kurula ait olan ancak tasfiye memurlarınca yapılamayacak işlemler için tasfiye memurları genel kurulu toplantıya çağırabilir.


E) İlgili Bakanlığın Kooperatifi Toplantıya Çağırması

İlgili bakanlık deyiminden, tarımsal amaçlı kooperatifler ve üst kuruluşları için Tarım ve Orman Bakanlığı, yapı kooperatifleri ve üst kuruluşları için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve diğer kooperatifler ve üst kuruluşlar için ise Ticaret Bakanlığı anlaşılmaktadır. Kanunun 45. Maddesinde sayılan diğer organlar kooperatifi yasal süresinde olağan genel kurula çağırmadığı takdirde ilgili bakanlığın toplantıya çağırma yetkisi bulunmaktadır.


F) Ortakların Genel Kurulu Olağanüstü Toplantıya Çağırması

Kooperatiflerde, ortakların genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırma hakkı Kooperatifler Kanunu’nun 44. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, dört ortaktan az olmamak kaydıyla ortak sayısının en az onda birinin yazılı talebi üzerine genel kurulun toplantıya çağrılması mümkündür.

Ortaklar tarafından yapılan bu çağrı talebi üzerine, yönetim kurulu en geç on gün içinde gerekli işlemleri yaparak genel kurulu toplantıya çağırmakla yükümlüdür. Ancak yönetim kurulunun bu yükümlülüğünü süresi içinde yerine getirmemesi hâlinde, istek sahiplerinin başvurusu üzerine veya doğrudan doğruya Ticaret Bakanlığı tarafından, yapı kooperatifleri bakımından ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılabilir.


G) Kooperatiflerde Ortakların Mahkeme İzniyle Genel Kurulu Toplantıya Çağırması

Kooperatiflerde genel kurul, yönetim kurulu tarafından olağan veya olağanüstü şekilde toplantıya çağrılır. Ancak bazı durumlarda yönetim kurulunun bu görevi yerine getirmemesi hâlinde, ortakların doğrudan girişimde bulunma hakkı vardır. Türk Kooperatifler Kanunu’nun 44. maddesi, bu konuda açık bir düzenleme içermektedir.

Kanuna göre; dört ortaktan az olmamak kaydıyla ortak sayısının en az onda birinin yazılı talebi üzerine genel kurulun toplanması istenebilir. Yönetim kurulu bu talebi en geç on gün içinde yerine getirmekle yükümlüdür. Eğer yönetim kurulu bu süre içinde genel kurulu toplantıya çağırmazsa, ilgili Bakanlığa başvurularak genel kurulun toplantıya çağrılması talep edilebilir.

Bakanlığın da gerekli görmesine rağmen toplantı yapılmaması veya çağrı sürecinin tıkanması hâlinde, ortaklar mahkemeye başvurarak genel kurulun toplantıya çağrılmasına izin verilmesini talep edebilirler.

Mahkemece verilen izin, yalnızca genel kurulun belirli gündem maddeleriyle toplanmasına izin verilmesi anlamına gelir. Bu izin, bir “eda hükmü” (yani bir işlemin yapılmasını zorunlu kılan hüküm) niteliğinde değildir; sadece ortaklara, genel kurul çağrısı yapma yetkisini tanır. Dolayısıyla bu tür kararlar icra takibine konu edilemez. Mahkeme izni, yalnızca çağrı işleminin yapılmasına yönelik bir yetki tanır; bunun dışında icra yoluyla ortaklar defterinin veya mali tabloların teslimi gibi işlemler talep edilemez.

Yargı uygulamasında da bu husus açıkça vurgulanmıştır. Mahkemeler, genel kurulun toplanmasına izin verilmesine ilişkin kararların sadece izin niteliğinde olduğunu, bu kararların infaz edilecek bir hüküm içermediğini ve icra takibi yoluyla uygulanamayacağını belirtmiştir. Bu nedenle, mahkeme izni alınmış olsa dahi, bu izin çerçevesinde yalnızca genel kurulun toplanması sağlanabilir; izin kararının kapsamı yorum yoluyla genişletilemez.

Diğer yandan, ortakların mahkemeden izin istemeden önce yönetim kuruluna başvurmaları, bu başvurunun karşılıksız kalması hâlinde de ilgili Bakanlığa müracaat etmeleri gerekmektedir. Bu aşamalar tamamlanmadan doğrudan mahkemeye başvurulması, usule aykırı görülmektedir. Ayrıca, davayı açacak ortak sayısı en az dört kişi olmalı ve bu ortaklar, toplam ortak sayısının en az onda birini temsil etmelidir.

Sonuç olarak, yönetim kurulunun genel kurulu toplamaktan kaçındığı durumlarda, ortaklar sırasıyla;

  1. Yönetim kuruluna yazılı başvuruda bulunmalı,
  2. Çağrı yapılmazsa ilgili Bakanlığa müracaat etmeli,
  3. Bakanlık da çağrı yapmazsa, mahkemeye başvurarak izin talep etmelidir.

Mahkeme tarafından verilen izin, yalnızca belirli gündem maddeleriyle sınırlı olup, çağrı yetkisinin kullanılmasına imkân tanır. Ancak bu izin kararının infazı, icra hukukunun konusu olamaz. Yargı kararlarında da görüldüğü üzere, mahkemenin verdiği izin hükmü genişletilerek yorumlanamaz ve yalnızca belirtilen sınırlar içinde geçerlidir.

Bu nedenle, kooperatif ortaklarının genel kurulun yapılmasını sağlamak istemeleri hâlinde, usul sırasına ve ortak sayısına ilişkin koşullara titizlikle uymaları, aksi hâlde davalarının reddedileceğini göz önünde bulundurmaları gerekir.


Sonuç

Kooperatiflerde genel kurulun toplanması, kooperatifin demokratik işleyişinin en temel unsurlarından biridir. Genel kurulun usulüne uygun şekilde çağrılması, hem ortakların yönetime katılım hakkının korunması hem de kooperatifin faaliyetlerinin şeffaf ve denetlenebilir biçimde yürütülmesi açısından büyük önem taşır.

Kooperatifler Kanunu, genel kurulun toplantıya çağrılmasını yalnızca yönetim kurulunun yetkisine bırakmamış; denetim kurulu, üst birlik, tasfiye memurları, ilgili bakanlık ve hatta belirli şartları taşıyan ortaklara da bu yetkiyi tanımıştır. Bu düzenleme, kooperatif yönetiminde keyfiliğin önlenmesini ve ortakların hak arama yollarının açık tutulmasını sağlamaktadır.

Özellikle yönetim kurulunun çağrı görevini yerine getirmemesi hâlinde, ortakların önce yönetim kuruluna, ardından ilgili bakanlığa ve nihayetinde mahkemeye başvurma imkânı bulunmaktadır. Böylece, kooperatif yönetiminin pasif tutumu veya kötü niyetli davranışı nedeniyle genel kurulun toplanamaması önlenmiş olur.

Mahkeme tarafından verilen genel kurul çağrı izni, yalnızca çağrı yapılmasına yönelik bir yetkilendirme olup, infazı mümkün bir eda hükmü niteliği taşımaz. Bu nedenle mahkeme kararının kapsamı genişletilemez, yorum yoluyla yeni yükümlülükler getirilemez.

Sonuç olarak, kooperatif ortaklarının genel kurulun toplanması sürecinde mevzuatta öngörülen usule titizlikle riayet etmeleri, hem davalarının reddedilmemesi hem de genel kurulun geçerli bir şekilde toplanabilmesi için zorunludur. Yönetim kurulu, denetim kurulu, bakanlık ve ortaklar arasındaki bu çağrı mekanizması, kooperatiflerin demokratik yapısını koruyan ve ortak iradenin en üst düzeyde temsil edilmesini sağlayan bir güvence niteliğindedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir