Taşınır kültür varlıkları, bir milletin tarihsel birikimini, uygarlık seviyesini ve estetik anlayışını yansıtan somut değerlerdir. Bu varlıkların korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması, milli ve uluslararası hukukun ortak kaygılarından biridir. Bu amaca hizmet etmek üzere, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır. Anılan Kanun’da, korunması gerekli taşınır kültür varlığını yurt dışına çıkarılması ayrıca bir suç olarak düzenlenmiştir. Halk arasında tarihi eser kaçakçılığı olarak da bilenen bu suç 2863 sayılı Kanun’un 68. maddesinde;
“Kültür ve tabiat varlıklarını bu Kanuna aykırı olarak yurt dışına çıkaran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
hükmü ile korunması gerekli taşınır kültür varlığının yurt dışına çıkarılması suç olarak tanımlanmıştır.
Bu yazıda, yargı kararları ışığında taşınır kültür varlığını yurt dışına çıkarma suçunun (M.68) unsurları, fiilin hangi aşamada tamamlandığı veya teşebbüs sınırlarında kaldığı, uygulamadaki sorunlar ve yargı kararları ışığında ele alınacaktır
1. Yurt Dışına Çıkarılması Yasak Olan ve Yasak Olmayan Kültür Varlıkları
Bu kanuna göre yurt dışına çıkarılamayacak kültür varlıkları Etnografik Nitelikteki Taşınır Kültür Varlıkları Hakkındaki Yönetmeliğin 4. Maddesinde tanımlanmıştır. Maddeye göre;
“Jeolojik, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait olup; Jeoloji, antropoloji, prehistorya, arkeoloji ve sanat tarihi açılarından belge değeri taşıyan ve ait oldukları dönemin sosyal, kültürel, teknik ve ilmi özellikleri ile seviyesini yansıtan her türlü taşınır kültür varlıkları ile Osmanlı İmparatorluğu Dönemi sonuna kadar olan Türk Milletinin gelenek ve göreneklerini, dini inançlarını sembolize eden, nadir olan, müze koleksiyonlarını tamamlayıcı nitelikte bulunan, belge değeri taşıyan Etnoğrafik nitelikteki kültür varlıkları ile Milli Mücadeleye, Türk Cumhuriyeti Tarihine ve Atatürk’e ait korunması gerekli taşınır kültür varlıkları, yurtdışına çıkarılamaz.”
Yurt dışına çıkarılabilecek kültür varlıkları ise aynı yönetmeliğin 5. Maddesinde açıklanmıştır. Bu maddeye göre ise;
“4 üncü madde kapsamı dışında kalan etnoğrafik nitelikteki taşınır kültür varlıkları yurtdışına çıkarılabilir.
Yurtdışına çıkarılmak istenenlerin kontrolü Bakanlığa bağlı müzelerce yapılır.
Müzelerin kontrolünden geçmeyen her türlü taşınır kültür varlığının değerlendirilmesi için, Bakanlık ihtiyaç duyduğunda, Bakanlığa bağlı müzelerden arkeoloji, etnoloji, sanat tarihi gibi bilim dallarında öğrenim görmüş ihtisas elemanlarını ihtiyaç duyulan gümrük kapılarında görevlendirebilir.
Yapılan kontrol sonunda yurtdışına çıkmasında sakınca görülenler, değerlendirmeleri yurtiçinde yapılmak şartıyla maliklerine iade edilirler.
Bu ihtisas elemanlarının görev yapacakları gümrük kapıları ve çalışma şartları Bakanlık ile Maliye ve Gümrük Bakanlığı arasında yapılacak bir protokolle belirlenir.”
Bu düzenlemelerle birlikte, kültür varlıklarının yurtdışına çıkarılması hususunda hem cezai hem de idari denetim mekanizmaları oluşturulmuştur. Amaç, milli kültür mirasının korunması, kaçakçılığın önlenmesi ve kültürel değerlerin gelecek kuşaklara aktarılmasıdır. Dolayısıyla, taşınır kültür varlıklarının yurt dışına çıkarılmasında yalnızca müze kontrolüyle sınırlı kalmayan, aynı zamanda uzman değerlendirmesine dayanan çok katmanlı bir koruma sistemi öngörülmüştür. Bu kapsamda, 2863 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden kişilerin hem ağır hapis cezası hem de adlî para cezası ile karşılaşacakları unutulmamalıdır. Tüm bunlara rağmen kültür varlığının yurt dışına çıkarılmasının bazı istisnaları da mevcuttur. Kanun’un 32. maddesi uyarınca, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının yurt dışına çıkarılmasının istisnai durumları da tanınmıştır. Bu istisnalar şunlardır:
- Bilimsel amaçlı geçici çıkışlar (sergileme, restorasyon, analiz gibi),
- Kültür Bakanlığı’nın teklifi ve Bakanlar Kurulu kararı ile yapılan çıkışlar,
- Milli çıkarların gerektirdiği hallerde geçici süreli çıkışlar.
Bu gibi istisnalar dışında, taşınır kültür varlıklarının herhangi bir yolla yurt dışına çıkarılması hukuka aykırıdır ve suç teşkil eder.
2. Korunması Gereken Kültür Varlığı Nedir?
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 23. ve 25. maddeleri, tescile tabi korunması gereken taşınır kültür varlıklarının kapsamını ayrıntılı şekilde belirlemektedir. Bu çerçevede, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait, jeoloji, antropoloji, prehistorya, arkeoloji ve sanat tarihi açısından belge değeri taşıyan, ait oldukları dönemin sosyal, kültürel, teknik ve bilimsel özelliklerini yansıtan her türlü taşınır nitelikteki varlıkları kapsar.
Bunlar arasında; hayvan ve bitki fosilleri, insan iskeletleri, çakmak taşları (sleks), volkan camları (obsidyen), kemik ve maden aletleri, çini ve seramik kaplar, heykeller, figürinler, tabletler, çeşitli silahlar, ikonlar, cam ve süs eşyaları, mühürler, yazma eserler, minyatürler, tarihi öneme haiz tablolar ve gravürler, madalyalar, tartı aletleri, sikkeler ve benzeri tarihî nitelikteki taşınır kültür unsurları yer alır. Ayrıca, halkın sosyal yapısını ve geleneksel yaşam biçimini yansıtan etnografik nitelikteki insan yapımı araç-gereçler de bu kapsamda korunur.
Bunlara ek olarak, Türk milletinin milli tarihinde önemli yeri olan belge ve eşyalar ile özellikle Millî Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dair tarihî değeri haiz taşınırlar ile Mustafa Kemal Atatürk’e ait özel eşyalar, evraklar, kitaplar, yazılar ve benzeri belgeler de tescile tabi korunması gereken kültür varlıkları arasında yer almaktadır.
Bu varlıkların bilimsel esaslara göre tespiti, sınıflandırılması (tasnifi) ve tescili, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılmaktadır. Devlet müzelerinde korunması gerekli görülen eserler, usulüne uygun olarak müzelere alınmakta; diğer taşınır kültür varlıkları ise sahiplerine belge karşılığında iade edilmektedir. Bu belgeyle iade edilen kültür varlıkları, sahipleri tarafından serbestçe tasarruf edilebilir niteliktedir. Ancak bir yıl içinde alınmayanlar müzelerde saklanabileceği gibi, gerektiğinde usulüne uygun olarak Devlet tarafından satışa da konu edilebilmektedir.
Öte yandan, Türk askeri tarihi ile ilgili silah ve malzemelerin değerlendirilmesi, tarihi niteliklerinin belirlenmesi ve sınıflandırılması görevi Genelkurmay Başkanlığı’na verilmiştir.
3. Eserlerin Nitelendirilmesi ve Tescil Belgeleri
Yargıtay’ın emsal kararlarında bir varlığın “korunması gerekli taşınır kültür varlığı” olup olmadığı, uzman bilirkişi heyetlerince tespit edilmesi gerektiği belirlenmiştir. Bu kapsamda bilirkişilerce bir eserin:
- Tarihi,
- Bilimsel veya estetik değeri,
- Etnografik niteliği incelenerek tasnif ve tescile tabi olup olmadığı belirlenmektedir.
2863 sayılı Kanun’un 23/a ve 25. maddeleri uyarınca, tescile tabi olan etnografik nitelikteki eserler, “Tescile Tabi Taşınır Kültür Varlığı Belgesi” olmadan yurt dışına çıkarılamaz.
Yukarıda sayılan özelliklerine bakarak 2863 sayılı Kanun’da ve ilgili yönetmeliklerde yurt dışına çıkarılması yasak taşınır kültür varlığı olup olmadığını tespit etmesi gerekir.
4. Kültür Varlığını Yurt Dışına Çıkarma Suçunda Teşebbüs Halleri
5237 sayılı TCK’nın 35. maddesinin birinci fıkrasında;
“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur”
Düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca kişinin elinde olmayan nedenlerle suçu tamamlayamaması halinde teşebbüs hükümleri uygulanacaktır. 2863 sayılı Kanun’un 68. maddesince hüküm altına alınan taşınır kültür varlığını yurt dışına çıkarılması suçunun teşebbüs aşamasında kalabilmesi için Yargıtay’ın emsal kararları bize yön göstermektedir. Yargıtay kararlarında suçun tamamlanma aşaması şu şekilde belirlenmiştir:
- Fail, check-in işlemini yaptırıp bagajını teslim ettiğinde, bagajın x-ray kontrolünden geçerek uçağa yüklenmesiyle suç tamamlanmış sayılır.
- Eğer fail eseri yanında taşıyorsa, failin pasaport kontrolünden geçip “arındırılmış alan” olarak adlandırılan bölgeye girmesiyle suç tamamlanmış olur.
- Ancak eserin, güvenlik kontrol noktasında, henüz gümrük hattı geçilmeden ele geçirilmesi durumunda, suça teşebbüs söz konusu olur.
- Failin gümrük sahası dışında yakalanması halinde, icrai hareket başlamadığı için 68. madde değil, 67 veya 70. madde kapsamında değerlendirme yapılmalıdır.
5. Suçun Manevi Unsuru
Kültür varlığını yurt dışına çıkarma suçunda suçun manevi unsuru kasttır. Buna göre kişinin yakalandığı andaki durumu mahkemelerce göz önüne alınmaktadır. Kişi, kültür varlığını arabasının gizli bir bölmesine saklaması, valizin içerisinde gizli bir bölmeye saklaması, sınırdan kaçarken yakalanması gibi durumlar kişinin kastını ortaya koymaktadır.
6. Suçun Katalog Suçlardan Olması
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesinde;
“Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve bir tutuklama nedeninin bulunması halinde, şüpheli veya sanık hakkında tutuklama kararı verilebilir. İşin önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması halinde, tutuklama kararı verilemez.” hükmü düzenlenmektedir. Hükmün devamında ise belli suçlar sayılmış olup bu suçların işlendiğini gösterir delillerin bulunması halinde Sulh Ceza Hakimliğince şüpheli hakkında tutuklama kararı verilebilecektir. Bu sayılan suçların arasında da 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68. maddesi de mevcuttur. Buna göre taşınır kültür varlığını yurt dışına çıkarma suçunu işleyen kişi hakkında tutuklama kararı verilebilecektir.
7. Kültür Varlığını Yurt Dışına Çıkarma Suçunda Emsal Kararlar
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2017/6750 E., 2020/5491 K.
“Antalya Havalimanı’nda Rus uyruklu sanığın valizinde 16 adet metal ve ahşap eser ele geçirilmiş; bilirkişi bunların etnografik nitelikte olduğuna ve belgesiz yurt dışına çıkarılamayacağına hükmetmiştir. Sanığın, eserleri pazardan alıp tarihi eser olduğunu bilmediği yönündeki savunması, kastı ortadan kaldırmadığından beraat karan bozulmuştur.”
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2013/20677 E., 2014/21548 K.
“Atatürk Havalimanı’nda sanık, valizinde 10 adet eski eser ile yakalanmış, bilirkişi raporunda bu eserlerin bazılarının yurt dışına çıkarılamayacağı belirtilmiştir. Mahkemece beraat verilmiş ancak Yargıtay, suçun unsurlarının oluştuğuna karar vererek karayı bozmuştur.”
- Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2011/23491 E., 2012/22537 K.
“Sanık, tarihi eserleri yurt dışından internet yoluyla temin edip bazen tekrar yurt dışına satış yapmış, bu da “taşınır kültür varlığı ticarî olarak yurt dışına çıkarma suçu” kapsamında değerlendirilmiştir.”
Sonuç
Taşınır kültür varlığının yurt dışına çıkarılması suçu, milli kültür mirasın korunmasına hizmet eden ve kamu düzenini ilgilendiren bir ceza normudur. Suçun maddi unsurları kadar, manevi unsur olan kast da önem taşır. Failin tarihi eser niteliğinden haberdar olmaması, objektif durumla çeliştiğinde inandırıcı kabul edilmemektedir. Özellikle havaalanı çıkışlarındaki icra hareketlerinin değerlendirilmesinde hassasiyet gösterilmekte, eserin niteliği, yer, zaman ve failin eylemi dikkatle incelenmektedir. 2863 sayılı Kanun kapsamına giren eserlerin yurt dışına çıkarılması için mutlaka izin ve tescil belgeleri gerekmektedir. Aksi takdirde fiil, hukuka aykırılık teşkil eder ve cezai yaptırıma yol açmaktadır.
Netice itibariyle, bu alanda bilgi eksikliği, iyi niyet iddiası ya da eserin piyasa değerinin düşük olması cezai sorumluluğu ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle, kültür varlıklarının edinimi, bulundurulması ve kültür varlığını yurt dışına çıkarılması süreçlerinde hukuki prosedüre sıkı sıkıya riayet edilmesi zorunludur.
