İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Terk Nedeniyle Boşanma Davası Ve Şartları

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Ve Şartları

Terk Nedeniyle Boşanma Davası Ve Şartları

Türk Medeni Kanunu’nda boşanma davası ve sebepleri özel olarak sayılmıştır. Çekişmeli boşanma davası olarak görülen dava türleri de mutlak boşanma sebepleri ve nisbi boşanma sebepleri olarak ayrıma tabi tutulmuştur. Mutlak boşanma sebeplerine dayanılarak açılan boşanma davalarında davacının boşanma sebebinin varlığını ispatlaması yeterli olup başkaca bir durumun ispatı aranmamaktadır. Mutlak boşanma sebeplerinden birisi de “Terk” sebebidir.

“Terk” fiilinin içeriği, terk nedenine dayanılarak boşanma davası açılmasının koşulları ve neticeleri ve terk edene yapılması gereken “geri dön” ihtarının mahiyeti aşağıda detaylı olarak incelenecektir.


Terk Nedir?

Evlilik birliğinde eşlerin birbirlerine bir kısım yükümlülükleri olduğu kabul edilmektedir. Bunlardan bazıları sadakat yükümlülüğü, ortak konutta yaşama yükümlülüğü, evlilik birliğinden doğan masraflara katılma, müşterek çocukların bakımını ve yetiştirilmesi görevlerini üstlenmedir.

Terk nedeni temelde eşlerin “birlikte yaşama” yükümlülüklerine aykırı olan davranışlarına dayanmaktadır. Türk Medeni Kanunu 185/3. maddesi; “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” hükmünü ihtiva ederek eşlerin birlikte yaşamasının evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri arasında olduğunu yasa çerçevesinde düzenlemiştir.

Ancak eşlerin ortak konutta yaşamamaları her halde terk olarak nitelendirilememektedir. Terk fiilinin aynı zamanda evlilik birliğinden doğan başkaca yükümlülüklerden kaçınmak saikine, evlilik birliğini devam ettirmeme düşüncesine dayanıyor olmalıdır. Örneğin; eşlerden birinin çalışmak maksadıyla başka şehirde yaşamak durumunda kalması ve eşlerin bu süreçte ayrı konutlarda yaşıyor olması durumu “terk” fiilinin oluştuğu anlamına gelmeyecektir.

Diğer yandan; “terk” fiili yalnızca eşlerden birinin ortak konutu terk etmesiyle oluşmamakta, diğer eşin ortak konuta dönüşünün engellenmesi hali de “terk” olarak kabul edilmektedir.


Terk Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları Nelerdir?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 164. Maddesi düzenlemesine göre;

“Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.”

1.Ortak konutun terk edilmiş olması gerekmektedir.

Terk nedeniyle boşanma davası açılabilmesinin ön koşulu eşlerden birinin terk fiilini gerçekleştirmiş olması gerekmektedir. Terk fiili ortak konuttan evlilik birliğinin getirdiği yükümlülüklerden kaçınmak maksadıyla ayrılmak olarak gerçekleşebileceği gibi ortak konuta haklı bir gerekçe olmaksızın dönmemek olarak gerçekleşebilir. Yine ortak konutta bulunan eşin, diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlaması veyahut haklı bir sebep olmaksızın diğer eşin ortak konuta dönmesini engellemesi suretiyle de terk fiilinin meydana geldiği kabul edilmektedir.

Ortak konuta dönmesi engellenen veya ortak konuttan ayrılmaya zorlanan eşin “terk edilen eş” konumunda olduğu ve terk nedenine dayanarak boşanma davası açabileceği kabul edilmektedir. Bunun bir yansıması olarak da; diğer eşin ortak konuta dönmesini engelleyen veya diğer eşi ortak konuttan ayrılmaya zorlayan eşin dava açma hakkı bulunmamaktadır.

2. Terk eden eşin kusurunun olması gerekmektedir.

İzah ettiğimiz üzere; ortak konutun terk edilmesi evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerden kaçınma maksadıyla gerçekleşmeli veya ortak konuta dönülmemesi haklı bir sebebe dayanmıyor olmalıdır. Örneğin; askerlik vazifesini yapmak üzere ortak konuttan ayrılan eşin haklı sebebinin varlığı kabul edilmekte ve terk sebebine dayanarak boşanma davası açılamamaktadır. Yine eşlerden birinin hastanede tedavi görmek üzere kalması haklı sebep olarak görülmekte ve ortak konuta dönmeyen eşin kusurunun olmadığı kabul edilmektedir.

3. Terk süresinin en az altı aydır devam ediyor olması gerekmektedir.

Terk nedeniyle boşanma davası açıldığı takdirde, dava tarihinden geriye doğru en az altı aylık süre için terk fiilinin kesintisiz şekilde gerçekleşmiş olması şartı aranmaktadır. Altı aydan kısa sürmüş olan ayrılık sebebiyle boşanma davası açılmış olması halinde, süre koşulunun sağlanmaması sebebiyle davanın bu sebepten reddine karar verilecektir.

Belirtmek gerekir ki söz konusu süreç içerisinde, terk eden eşin kısa süreli ve samimi olmayan dönüşleri hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilmekte ve terk süresinin kesintiye uğramadığı kabul edilmektedir. Ancak böylesi bir durumda söz konusu dönüşlerin samimi olmadığını ve terk fiilinin devam ettiğini ispatlamak gerekecektir.

4. Terk eden eşe usulüne uygun olarak “eve dön” ihtarında bulunulması gerekmektedir.

Terk edilen eş konumunda olan eşin, bu nedene dayanarak boşanma davası açabilmesi için terk fiilini gerçekleştiren, terk eden eşe usulüne uygun olarak eve dönmesi hususunda ihtarda bulunması gerekmektedir. İhtarda bulunulmaması halinde terk nedenine dayalı boşanma davasının reddedilmesi gündeme gelecektir. “Eve dön” ihtarı olarak nitelendirilen işbu ihtarın usulü yasada düzenlenmiştir.

  • Yasa hükmüne göre ihtar hakim veya noter aracılığıyla yapılmaktadır.
  • İhtar içeriğinde terk eden eşe ihtardan itibaren 2 aylık süre içerisinde ortak konuta dönmesi gerektiği, aksi halde boşanma davası ikame edileceği hususunun belirtilmesi gerekmektedir. Yine ihtarın usulüne uygun olabilmesi için ortak konutun açık adresinin ve ortak konuta ait anahtarın bulunduğu yerin de açıkça belirtilmesi gerekmektedir.
  • İhtarın gönderilebileceği en erken tarih terk fiilinin gerçekleştiği tarihten 4 ay sonrasıdır. Ayrılığın üzerinden 4 ay geçmedikçe gönderilen ihtar usulüne uygun değildir.
  • İhtarın üzerinden en az 2 ay geçmedikçe dava açılamayacaktır. 2 aylık süre ihtarın terk eden eşe tebliğ edildiği tarihten itibaren başlayacaktır.

5.“Eve dön” ihtarının samimi olması gerekmektedir.

Terk edilen eşin, terk eden eşe yapmış olduğu çağrının samimi olması beklenmektedir. Boşanmanın gerçekleşmesi gayretiyle diğer eşin ortak konuta dönüşünü engelleyen akabinde diğer eşe “eve dön” çağrısı yapan eşin çağrısında samimi olmadığı ve dolayısıyla dava hakkı olmadığı kabul görmektedir. Yargıtay içtihatlarıyla görülmektedir ki, ortak konuta dönüş çağırısı yapan eşin, diğer eşin ortak konuta dönüşü için gerekli olan yol ücretini ve konaklama masraflarını da göndermesi istenmektedir.

6.Çağrı yapılan ortak konutun ortak yaşama uygun olması gerekmektedir.

Ortak konutun, evlilik birliğini sürdürmeye uygun nitelikte olması beklenmektedir. Terk edilen eşin anne ve babasına ait olan eve yapılan çağrının uygun olmayacağı kabul görmektedir. Yine harabe olarak tabir edilebilecek nitelikteki konuta yapılan çağrının samimi olmayacağı, böylesi bir durumda terk eden eşin terk fiilini gerçekleştirmekte haklı bir sebebinin olduğu kabul edilmektedir.

7.İhtarın sonuçsuz kalması gerekmektedir.

Terk edilen eşin, terk eden eşe göndermiş olduğu ihtar üzerine terk eden eşin ortak konuta evlilik birliğini devam ettirmek gayesiyle ve sürekli olarak dönmesi üzerine terk fiilinin ortadan kalkması nedeniyle terk nedenine dayanarak boşanma davası açılamayacaktır. Ancak ihtarın üzerinden 2 aylık sürenin geçmesinin ardından ortak konuta dönmeyen eşe karşı boşanma davası açılabilecektir.


Terk Edilen Eşin “Eve Dön” İhtarında Bulunmasının Sonuçları

Terk edilen eşin, terk eden eşe ortak konuta dönmesi için ihtarda bulunması, terk fiilinden önce gerçekleştirilen ve kusurlu sayılabilecek eylemlerinin zımnen affedilmiş olduğu anlamını taşımaktadır. Dolayısıyla terk eden eşe gönderilecek ihtar, terk edilen eş açısından hak kaybı yaşanmasına sebep olabilecektir. Dolayısıyla terk nedeniyle boşanma davası ikame etmeden ve dahi terk eden eşe ihtarname göndermeden evvel avukat yardımı almakta fayda bulunmaktadır.


Terk Nedeniyle Açılacak Davada Görevli ve Yetkili Mahkeme

Boşanma davası aile hukukuna ilişkin bir düzenleme olup Aile Mahkemeleri görevlidir. Boşanma davasının eşlerden birinin, ki burada akıl hastası olmayan eşin açabileceği bir dava olduğundan akıl hastası olmayan eşin, yerleşim yeri veya davadan önce en son birlikte oturdukları yer Aile Mahkemeleri, Aile Mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde özel yetkili Asliye Hukuk Mahkemeleri yetkilidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir