İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Kooperatif Genel Kurul Kararlarına Karşı Dava Açılması

Kooperatif Genel Kurul Kararlarına Karşı Dava Açılması

Kooperatif genel kurul toplantısında masada oturan yönetim kurulu üyeleri ve karşılarında oy kullanan ortaklar. Kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava süreçlerini temsil eden illüstrasyon.

Kooperatif genel kurul kararlarının, kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet kurallarına aykırı olması hâlinde, başta toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalan ortaklar olmak üzere, Kanun’un 53. maddesinde belirtilen kişi ve organlar tarafından, toplantıyı izleyen günden itibaren bir ay içinde kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki görevli mahkemede iptal davası açılması mümkündür. Bu makalemizde kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açılması, davanın kimler tarafından ve ne zaman açılabileceği, hangi kararların iptal davasına konu olabileceği izah edilecektir.


Hangi Kooperatif Genel Kurul Kararları İptal Davasına Konu Olabilir?

Kooperatif genel kurul kararları, hukuka aykırılığın niteliğine göre yokluk, mutlak butlan ve iptal edilebilirlik şeklinde üç farklı hukuki yaptırıma tabi tutulmaktadır. Bu ayrıma göre bazı kararlar baştan itibaren hukuk aleminde hiç doğmamış sayılırken, bazı kararlar ise iptal edilinceye kadar geçerliliğini sürdürmektedir.

Öncelikle, kararın varlığı için gerekli kurucu ve şekli unsurların ortadan kalkması durumunda, örneğin toplantı ve karar yeter sayısı oluşmadan karar alınması hâlinde, genel kurul kararları yok hükmünde kabul edilir. Yokluk halinde alınan kararlar, hiçbir zaman hüküm ve sonuç doğurmaz; sonradan icazetle geçerlilik kazanamaz. Bu tür kararlara karşı açılacak davalarda genel kurula katılma, ret oyu verme, muhalefet şerhi düşme veya hak düşürücü süre içinde dava açma şartları aranmaz ve mahkeme bu durumu re’sen dikkate alır.

Buna karşılık, kararın içeriğinin kanunun emredici hükümlerine, kesin hükme, ahlaka veya kamu düzenine aykırı olması gibi durumlarda karar mutlak butlanla malul sayılır. Mutlak butlan yaptırımına tabi kararlar şeklen mevcut olsa bile, hukuk düzeni bu kararların kimse için hüküm doğurmasına izin vermez. Bu tür sakatlıklar, süreye bağlı olmaksızın herkes tarafından ileri sürülebilir ve hâkim tarafından da kendiliğinden gözetilebilir. Bu tür kararlara karşı açılacak davalar hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebilir; ancak bu durumda iptal davası değil, genel kurul kararının mutlak butlanla malul olduğunun veya emredici hükümlere aykırılığının tespiti davası açılması gerekir

Diğer yandan, ortakların kişisel haklarını zedeleyen, ana sözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı genel kurul kararları ise iptal edilebilir niteliktedir. Bu kararlar, mahkeme tarafından iptal edilinceye kadar geçerli olup, kararın alındığı tarihten itibaren bir ay içinde iptal davası açılması gerekir. Aksi hâlde karar kesinleşir ve artık iptal sebebi ileri sürülemez.


Kooperatif Genel Kurul Kararına Karşı Muhalif Oy Kullanılması

Kooperatifler Kanunun 53. Maddesi uyarınca genel kurul toplantısında hazır bulunan ortakların alınan kararlara karşı iptal davası açabilmeleri için, karara karşı muhalif oy kullanmış ve bu konudaki muhalefetlerini de toplantı tutanağına geçirtmiş olmaları gerekmektedir. Kararlara karşı eleştiri düzeyinde kalan ve yahut muhalefetin içeriğinin anlaşılmaması halinde ortak, karara karşı muhalefet ettiğinden söz edemeyiz. Mutlak butlanla sakat veya kanunun emredici hükümlerine karşı alınan genel kurul kararlarına karşı muhalefet şerhi tutanağa geçirtilmeden ve 1 aylık süreye tabi olmadan da dava açılabilmektedir


Kooperatif Ortaklığından İhraç Kararına Karşı Dava Açılması

Kooperatif ortaklığından çıkarılma, ortağın kooperatifle olan hukuki bağını sona erdiren son derece ağır bir yaptırımdır. Bu nedenle ortaklıktan çıkarılmayı gerektiren sebeplerin mutlaka anasözleşmede açıkça gösterilmiş olması gerekir. Anasözleşmede yer almayan bir gerekçeyle hiçbir ortak kooperatiften ihraç edilemez.

İhraç kararı, kural olarak yönetim kurulunun teklifi üzerine genel kurulca alınır. Bununla birlikte, anasözleşmede hüküm bulunması hâlinde, çıkarma yetkisi doğrudan yönetim kuruluna da tanınabilir. Hangi organ tarafından verilmiş olursa olsun, çıkarma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirilir ve ortaklar defterine işlenir. Ayrıca kararın onaylı bir örneğinin, çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere on gün içinde notere tevdi edilmesi zorunludur.

İhraç kararına karşı başvurulabilecek hukuki yollar Kanun tarafından açıkça belirlenmiştir. Tebliğ edilen karara karşı ortak, iptal davasından süre bakımından farklı olarak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Eğer karar yönetim kurulunca verilmişse, ortak aynı süre içinde genel kurula itiraz etme hakkına da sahiptir. Bu itiraz, noter aracılığıyla yönetim kuruluna bildirilmelidir. Genel kurula itiraz edilmesi hâlinde, yönetim kurulunun kararı hakkında doğrudan dava açılamaz; ancak bu kez genel kurulun vereceği karara karşı itiraz davası açma hakkı saklıdır.

Önemle belirtmek gerekir ki ihraç kararının hukuki sonuç doğurabilmesi için mutlaka ortağa tebliğ edilmesi gerekir. Zira üç aylık hak düşürücü dava açma süresi, genel kurul veya yönetim kurulu kararının ortağa tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Bu süre içinde genel kurula veya mahkemeye başvuru yapılmazsa, çıkarılma kararı kesinleşir ve artık dava konusu edilemez.

Kooperatif Ortaklığından Çıkarılma Hakkında Detaylı Bilgi Edinmek İçin; Tıklayınız.


Usulsüz Çağrı Nedeniyle Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali

Kooperatif genel kurul toplantısına çağrının kanuna veya ana sözleşmede öngörülen usule uygun yapılması zorunludur. Aksi hâlde toplantıya katılım hakkı kısıtlanan ortaklar için iptal davası açma hakkı doğar. Öğreti ve yargı uygulamasına göre usulsüz çağrı, tek başına genel kurul kararlarının iptalini gerektirmeyebilir; ancak bu durum, toplantıda hazır bulunmayan ortağa ret oyu kullanma veya muhalefet şerhi tutanağa geçirtme gibi koşullar aranmaksızın dava açma imkânı tanır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca iptal davası, genel kurul toplantısını izleyen günden itibaren bir ay içinde açılmalıdır. Davacının genel kurulda bulunmaması, bu hak düşürücü sürenin başlamasına engel değildir. Süre hesabında 6100 sayılı HMK’nın 92/2. maddesi uygulanır ve ay ile belirlenen süreler, başladığı günü takip eden ayın aynı gününde mesai saati sonunda sona erer.

Öte yandan, toplantıya çağrı tebligatının yapılamadığı veya usulsüz yapıldığı durumlarda, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihi, süre başlangıcı olarak kabul edilebilir. Ancak her hâlükârda 30 günlük süre değil, Kooperatifler Kanunu’nun emredici hükmü uyarınca 1 aylık hak düşürücü süre esas alınır.

Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılması Hakkında Detaylı Bilgi Edinmek İçin; Tıklayınız.


Kooperatif Genel Kurul Kararlarına Karşı Açılan Davada Teminat Gösterilmesi

Kooperatif genel kurul kararlarının iptali amacıyla açılan davalarda, kooperatifin talebi üzerine, davacıların yargılama sürecinde kooperatifin uğrayabileceği muhtemel zararları güvence altına almak amacıyla teminat göstermelerine mahkemece karar verilebilmektedir. Teminatın niteliği ve miktarı tamamen mahkemenin takdirindedir.

Hâkim tarafından belirlenen kesin süre içerisinde teminatın gösterilmemesi hâlinde, dava usulden reddedilir.

Öte yandan, kooperatif genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davalarda verilen bir kararın tüm ortaklar hakkında hüküm doğurduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle, teminat gösterilmesine ilişkin kararlar da kooperatifin ortaklık yapısı ve davanın niteliği dikkate alınarak değerlendirilmelidir.


Yönetim Kurulunun ve Denetim Kurulunun Kooperatif Genel Kurul Kararlarına Karşı Dava Açması

Yönetim kurulu, kooperatif genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanılabilmesi için yönetim kurulu üyelerinin genel kurul toplantısına katılmaları veya muhalefet şerhini tutanağa işlemiş olmaları zorunlu değildir. Ancak, yönetim kurulunun kooperatif adına dava açabilmesi için dava açma yönünde kurul kararı alınması ve bu kararın karar defterine usulüne uygun şekilde kaydedilmesi gerekmektedir.

Yönetim kurulu hem organ olarak hem de kurulu oluşturan her bir üye bakımından ayrı ayrı iptal davası açma yetkisine sahiptir. Buna karşılık, denetçiler her ne kadar birden fazla kişi tarafından oluşturulan bir kurul olsa da denetim kurulu adına iptal davası açma yetkisi bulunmamaktadır.

Denetçilerin ve yönetim kurulu üyelerinin iptal davası açabilmeleri ancak genel kurul kararlarının uygulanması hâlinde şahsi sorumluluk doğması veya böyle bir riskin bulunması durumunda söz konusu olur. Denetçilerin ve yönetim kurulu üyelerinin şahısları adına dava açabilmeleri için genel kurul toplantısına katılmaları ya da muhalefet şerhi koymaları zorunlu olmadığı gibi, denetim kurulu olarak ayrıca dava açma kararı alınması da gerekmez.


Davanın İlanı

Genel kurul kararlarına karşı iptal davası açılması hâlinde, yönetim kurulu; davanın konusu, iptali talep edilen genel kurul kararı, davanın açılma gerekçeleri ve yargılamaya ilişkin temel bilgiler gibi hususları kooperatif ortaklarının bilgi edinmesini sağlayacak şekilde usulünce ilan eder.


Görevli ve Yetkili Mahkeme

Genel kurul kararlarına karşı açılacak iptal davaları, kooperatif merkezinin bulunduğu yerde yetkili ve görevli olan asliye ticaret mahkemesinde görülür. Kooperatif merkezinin bulunduğu yerde asliye ticaret mahkemesi bulunmaması hâlinde ise uyuşmazlık, asliye hukuk mahkemesinin ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılamasına tabi olur.


Sonuç

Kooperatif genel kurul kararları, kooperatifin hukuki ve ekonomik işleyişini doğrudan etkileyen temel kararlardır. Bu nedenle bu kararların, kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun şekilde alınması zorunludur. Aksi hâlde, ortaklara ve bazı hâllerde kooperatif organlarına, söz konusu kararlara karşı yargı yoluna başvurma hakkı tanınmıştır.

Öte yandan, yokluk veya mutlak butlanla sakat olan kararlar bakımından süre koşulu aranmamakla birlikte, bu durumların tespiti ve ileri sürülmesi de uzmanlık gerektiren bir hukuki süreçtir. Yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kişisel sorumluluk riskinin bulunduğu hâllerde iptal davası açma yetkileri de ayrıca güvence altına alınmıştır.

Tüm bu nedenlerle, kooperatif genel kurul kararlarının hukuka uygunluğu konusunda tereddüt oluştuğu anda, sürecin doğru yönetilmesi için konuya ilişkin uzman bir avukattan hukuki destek alınması büyük önem taşımaktadır. Böylece hem ortaklık haklarının korunması hem de kooperatifin sağlıklı işleyişinin sürdürülebilmesi mümkün olacaktır.

“Kooperatif Genel Kurul Kararlarına Karşı Dava Açılması” hakkında 1 yorum

  1. Sayın Avukatım, üstadım.
    kooperatifin münfesihlik davasını hakim kooperatif avukatının beyanına dayanarak davanın esasına girmeden aktif husumet yokluğundan reddetti. gerekçeli karara 1163/81.maddede kooperatif ortağının bu davayı açabileceği yazmıyor dendi. istinaf başvurumda 1163 sayılı kanunun içinde ismen yer almayan konularda yine 1163 s.kanunun 98.madde yollamasıyla 6102 dsayılı TTK hükümleri uygulanır amir hükmü gereğince TTK’dan 3 madde yazdım. istinaf mahkemesi beni haklı buldu kararı kaldırdı. şimdi yargılama yeniden başlayacak, dava istinaftayken aynı yöneticiler site işletme kooperatifi diye bir hülle kooperatif kurup asıl kooperatifi bu mal varlığı olmayan kooperatif üzerine devrettiler. ben o vakit mahkemeye bildirdim ihtiyati tedbir verilmesini istedim. mahkeme itirazı inceleyen istinaf mahkemesine bildirdi, ordan davanın konusu değil denilip tedbir reddedildi.
    SORU-şimdi dava konusuz kaldı dilekçesi verdiler. ben ne yapabilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir