İçeriğe geç
Anasayfa » Tüm Makaleler » Kooperatif Ortaklığının Devri

Kooperatif Ortaklığının Devri

Bir ofiste iki takım elbiseli erkekten biri masa başında bir evrak imzalarken, diğeri ayakta durarak belgeyi denetliyor; kooperatif ortaklık devrini temsil eden bir sahne.

Kooperatiflerde ortaklar istifa etme hakkında sahip olmakla birlikte kooperatif bünyesinde sahip oldukları hisseleri de satabilir, devredebilir. Bu makalemizde kooperatif ortaklığının devri, devrin şartları, usulü ve sonuçları izah edilecektir.


Kooperatif Ortaklığının Devrinde Şekil Şartı ve Sonuçları

Kooperatif ortaklığının devri, uygulamada sıkça karşılaşılan ve çok sayıda hukuki sonuca yol açan bir işlemdir. Özellikle yapı kooperatiflerinde, ortakların kooperatifteki paylarını devretmeleri, üyeliğe bağlı hak ve borçların hangi koşullarda devralana geçtiği ve bu devirlerin kooperatif tüzel kişiliğine karşı nasıl hüküm doğuracağı gibi konular tartışma yaratmaktadır.

Kooperatifler Kanunu’nun 14. ve 17. maddelerinde, ortaklığa kabul ve ortaklık devriyle ilgili hükümler yer almakta olup, kooperatif anasözleşmeleri de bu konuda detaylı düzenlemeler içerebilir. Nitekim, bir kooperatifin anasözleşmesinde yer alan “ortaklığın devri halinde eski ortağın tüm hak ve yükümlülüklerinin yeni ortağa geçeceği” yönündeki hüküm, devir işlemlerinin sonuçlarını doğrudan etkilemektedir.

Kooperatif ortaklığının devri, kural olarak alacağın temliki hükümleri çerçevesinde gerçekleşmekte olup, yazılı şekil geçerlilik şartı değil, ispat aracı olarak kabul edilmektedir. Üyeliğe bağlı hak ve yükümlülüklerin devri için resmi bir şekle gerek bulunmamakta; adi yazılı bir sözleşme ile dahi geçerli bir devir mümkün olmaktadır. Devirle birlikte, devreden ortağın kooperatife karşı olan borçları da devralana geçer. Ancak, bu borçların varlığı, devir işleminin geçerliliğini engellemez.

Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken önemli bir husus, kooperatif nezdinde üyeliğin devrinin, sadece taraflar arasındaki sözleşmeyle değil, aynı zamanda kooperatife yapılan bildirimle ve kooperatifin uygunluk denetimiyle tamamlanması gerektiğidir. Kooperatifin, 1163 sayılı Kanun’un 14/3. maddesi ve anasözleşme hükümleri gereğince, devralanı üyeliğe kabul etmesi zorunludur; yeter ki devralan, ortaklık koşullarını taşıyor olsun.

Ortaklık devrinin kooperatife bildirilmemiş olması, devralan açısından hak kaybı doğurmaz. Devralan, üyeliğinin tespiti istemiyle dava açarak, üyelik sıfatının kendisine geçtiğini mahkeme aracılığıyla da tespit ettirebilir. Bu noktada, kooperatifin üyeliğe ilişkin işlemlerinde keyfi davranamayacağı, objektif üyelik şartlarının oluşması halinde devralanı üyeliğe kabul etmekle yükümlü olduğu açıktır.

Öte yandan, ortaklık devri gerçekleşmiş ve devreden ortak da bu sözleşmeden dönmemiş ya da geçersizliğini ileri sürerek iptal ettirmemişse, artık devredenin söz konusu ortaklık payı üzerinde herhangi bir hakkı kalmaz. Dolayısıyla, devralan ortak, kooperatif tüzel kişiliğine karşı tüm haklarını ileri sürebilecek konumda olur.

Uygulamada sıkça karşılaşılan bir diğer sorun ise, kooperatifin mal varlığına ilişkin uyuşmazlıklarda, devralan ortakların müktesep haklarının nasıl korunacağıdır. Özellikle arsa paylarının adil şekilde tahsis edilip edilmediği, bazı üyelerin mağdur edilip edilmediği gibi hususlar, ortaklık devri sonrası da gündeme gelebilir. Bu noktada, kooperatifin genel kurul kararları ve uygulanma biçimleri titizlikle değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak, kooperatif ortaklığının devri işlemi; devrin yazılı şekilde yapılması, kooperatife bildirilmesi, devralanın üyelik koşullarını taşıması ve kooperatifin bu üyeliği makul sürede kabul etmesiyle birlikte hukuki sonuç doğurur. Devralan ortak, kooperatif nezdinde geçerli bir ortak olarak kabul edilmeli; ortaklık payına ilişkin tüm hak ve yükümlülükler bu kişiye intikal etmelidir. Bu çerçevede, ortaklık devri sonrası yaşanan uyuşmazlıklarda, devralan ortakların hak arayışı, sadece devreden kişiye değil, doğrudan kooperatife yöneltilebilir nitelikte olmaktadır.


Kooperatif Yönetim Kurulu Devri Engelleyebilir Mi?

1163 Sayılı Kooperatif Kanunu’nun 14/2. Maddesi  Ortaklık devredilebilir. Yönetim kurulu, ortaklığı devralan kişinin ortaklık niteliklerini taşıması halinde, bu kişiyi ortaklığa kabul eder.” hükmünü amirdir. Buna göre kooperatif hissesini devralan kişinin ortaklık sıfatını taşıması ve taraflar arasında geçerli bir devir sözleşmesi bulunması halinde kooperatif yönetim kurulu hisse devrini engelleyemez. Ancak, kooperatif genel kurulu, kooperatif yöneticileri hakkında devam eden sorumluluk davası nedeniyle dava sonuçlanana kadar kooperatif ortaklığının devrini yasaklayabilir.


Kooperatif Hissesi Devrinde Kooperatif Üyeliğin Durumu

Konut yapı kooperatiflerinde bir dairenin devri, kooperatif üyeliğinin otomatik olarak devri anlamına gelmemektedir. Dairenin devralınması ayrı, kooperatif üyeliğinin devralınması ise ayrı işlemlerdir. Yapı kooperatiflerinde, kooperatif tarafından yaptırılan ve müstakil tapu ile ortağı adına tescil edilen taşınmazın ortak tarafından başka birine satılması durumunda ortaklık payı da kendiliğinden satın alana geçmez, payın ayrıca devredilmesi gerekir. Ortaklık payının da ayrıca devredilmemesi durumunda eski ortağın ortaklığı devam etmekle kooperatife karşı borçlu olan, konutun devredildiği kişi olmayıp eski ortak olacaktır.


Kooperatif Hissesinin Birden Fazla Kişiye Devri

Kooperatif ortaklık payının bir kişi tarafından devredilmesinden sonra, aynı payın tekrar başka bir kişiye devri hukuken mümkün değildir. Zira ikinci devir anında, devredenin mülkiyetinde artık devredilebilir bir ortaklık payı kalmamış olacaktır. Bu durumda, ikinci kişiye yapılan devir işlemi geçerli bir konuya dayanmadığından hükümsüz sayılır. Hukuki geçerliliği haiz olan ilk devir esas alınarak, kooperatif ortaklığının ilk alıcıya geçtiğinin kabulü gerekmektedir.


Peşin Ödemeli Ortaklıkta Ortaklığın Devri

Kooperatiflerde bazı durumlarda ortaklar, henüz inşaata başlanmadan önce belirli bir bedeli peşin ödeyerek ortaklığa kabul edilmektedir. Bu tür “peşin ödemeli ortaklar” yönünden, ortaklık sıfatının devamı süresince her yıl için genel kurulda karara bağlanan tutarda üyelik aidatı ve ortak gider payı ödemesi de gerekmektedir. Peşin ödemeli ortağın hissesini satmasından sonra da yeni ortak üyelik aidatı ve ortak gider payı ödemekle sorumludur. Kooperatifte peşin ödemeli ortaklık hakkında detaylı bilgi edinmek için; tıklayınız.


Ölen Ortağın Hissesinin Devri

Bir kimsenin vefatıyla birlikte, terekedeki malvarlığı unsurları üzerindeki hak ve borçlar, iştirak hâlinde mülkiyet esasına göre mirasçılara intikal eder. Bu mülkiyet türünde, her mirasçı muristen kalan tüm malvarlığı üzerinde hak sahibidir; ancak tereke üzerinde tasarruf edilebilmesi, mirasçıların oy birliğiyle karar almalarına bağlıdır. Bu nedenle, ölen ortağın kooperatifteki hissesi, tüm mirasçıların oy birliğiyle hareket etmesi yahut miras temsilcisi atanması durumunda devredilebilir veya satılabilir. Aksi hâlde yapılan tasarruf işlemleri hukuken geçersiz sayılır. Miras Kalan Kooperatif Hisseleri hakkında detaylı bilgi edinmek için; tıklayınız.


Sonuç

Kooperatif ortaklığının devri, hem kooperatifin iç işleyişi hem de ortakların hak ve borç dengesi açısından titizlikle yürütülmesi gereken bir hukuki süreçtir. Ortaklık payının devri, sadece taraflar arasında yapılan bir sözleşme ile değil, aynı zamanda kooperatife bildirimde bulunulması ve devralanın üyelik şartlarını taşıması halinde kooperatifin üyeliğe kabulüyle tamamlanır. Bu süreçte yönetim kurulunun keyfi bir şekilde devri engellemesi mümkün olmayıp, yalnızca yasal ve sözleşmesel kriterler çerçevesinde değerlendirme yapma yetkisi bulunmaktadır.

Özellikle yapı kooperatiflerinde konut devri ile ortaklık devrinin birbirinden bağımsız olduğu unutulmamalı, pay devri açıkça yapılmadıkça üyelik sıfatının devam ettiği bilinmelidir. Peşin ödeme yapan ortakların ve ölen ortakların hisselerinin devri gibi özel durumlarda da, yasal usullere ve kooperatif ana sözleşmesi hükümlerine uygunluk büyük önem taşımaktadır.

Sonuç olarak, kooperatif ortaklığı devrinde hem devredenin hem devralanın, hem de kooperatif yönetiminin yükümlülüklerini ve yetkilerini yasal çerçevede yerine getirmesi, ileride doğabilecek uyuşmazlıkların önlenmesi açısından gereklidir. Bu nedenle, ortaklık devrine ilişkin işlemler öncesinde hukuki danışmanlık alınması tavsiye edilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir